Galiba bu kez yaklaşımım tamamen farklı olacak; iskele kurmayacağım; tek bir tuğla görünmeyecek, hep bir alacakaranlık duygusu, ama yürek, tutku, mizah, her şey sisler içinde yanan bir ateş gibi parlayacak.
Virginia Woolf (Günce`den)
Virginia Woolf`un gerçek anlamda ilk deneysel romanıdır Jacob`un Odası. Roman , Kral Edward dönemi İngiliz toplumunu Birinci Dünya Savaşı`na bağlayan toplumsal değerlerin hem temsilcisi hem de kurban olan bir genç erkeğin portresidir. Jacob`un yaşamının seyrini izlerken çocukluğundan, Cambridge yıllarından, Londra`nın bohem çevrelerinden, Paris`ten, Yunanistan`a yaptığı bir geziden sona varırız, ama bu bildiğimiz anlamda bir Bildungsroman değildir. Woolf, karakter ve çevre yaratma konusundaki geleneksel yöntemleri kırılmalara uğratır, bozar. Jacob`un Odası, yazarın bir yapı, mimari bir uzam olarak tasarladığı bir romandır. Romanın adı sadece Jacob`un `oda`sına değil, onun Birinci Dünya Savaşı`ndaki ölümünün ardından odasında, dolayısıyla çevresinde bıraktığı ani, içburkucu boşluğa da işaret eder. Jacob`un Odası bir yönüyle Virginia Woolf`un erken yaşta ölen sevgli erkek kardeşi Thoby Stephen&in, genel olarak da hayatlarının baharında savaşlarda kurban edilen bütün genç erkeklerin anısına adanmış bir romandır. Henüz oluşum halindeki bir hayatın `sisler içinde` resmedilişi...