Yıl 1928. Hanedana mensup Aziyade Amberi ile babası, Osmanlı İmparatorluğu`nun yıkılışından sonra kendilerini Berlin`de sürgünde bulurlar. Aziyade, yıllar önce bir Türk prensiyle sözlenmiştir. Ama, Batı`nın da cazibesiyle, on dokuz yaşındaki bu Müslüman kız Viyanalı bir doktora, bir dinsize âşık olur ve onunla evlenir.
Bir gün Aziyade, eskiden söz verdiği o prensle yeniden karşılaşır. Prens, artık New York`ta sürgünde yaşayan bir senaryo yazarıdır. Adam onu görür görmez, bu kadını karısı olarak istediğine karar verir. Aziyade tamamen sadık olduğu evliliğiyle, yıllar önce verdiği söz arasında kalır.
İstanbullu Kız, savaş öncesi İstanbul`u ile savaş sonrasının gerilemiş Berlin`indeki kültürlerin ve değerlerin, Hıristiyanlığın ve Müslümanlığın çatışmasını konu ediniyor. Bunların yanında, Aziyade`nin kendi içinde yaşadığı görev ve arzu ikilemi de gözler önüne seriliyor.
İstanbullu Kız, dokunaklı ve dikkat çekicibir roman -alışılmadık ve egzotik. Esrarengiz yazar Kurban Said, Ali ve Nino`dan sonra bir kez daha, kaleminin hem düşündüren hem de büyüleyen gücünü gösteriyor.