Peygamber İslamı yayarken yalnızca kılıçla karşılaşmadı, ozanlar ona ağır yergiler söylemekten, onu sapkınlığa dalmış göstermekten geri kalmadılar. Bu nedenle ilk evrelerde ozanlar, büyücüler, saptırıcılar, yalancılar diye suçlandı. İslam inancı yerleşmeye, ozanların onayını almaya başlayınca durum değişti, bu yeni dini benimseyenler de çıktı. Ancak tüm güçlüklerin ortadan kalktığı söylenemez. İlk bildiriler (vahiyler) yumuşak, duygulandırıcı, çekici bir dildedir. Peygamberin çevresinde toplananlar çoğaldıkça, güçlendikçe bildirilerde yumuşamanın yerini gözdağı veren, korkutmaya yönelik açıklamalar aldı. Sonunda Peygamber kendisine yürekten bağlı kalanlarla başka bir ile göçtü, bu göçüşe İslam tarihinde Hicret denir, yeni yıl bu olayla başlar (Arap günlüğünde).
İlgili bölümlerde anlatılan mezhepler, tarikatlar hep bu kaynakların (peygamberin sözlerinin) değişik yorumlarından doğmuştur. İslam tarihinde yüzlerce yıldan beri süregelen olayların nedeni, bu kaynaklara dayanan yorumlardır. Bu yorumları birbiriyle uzlaştırma, bağdaştırma olanağı yoktur. Günümüzde Alevilik-Sünnilik gerginliğinin biricik kaynağı, halife seçiminden sonra gelen bu kaynakların değişik, tutarsız yorumlarıdır. İslam tarihinde mezheplerin sayısınca şeriat, onların sayısınca da yorum, açıklama, uygulama vardır. Bunlar arasında da uzlaştırma çabaları boşunadır. İslam ülkelerinde uygulanan işlemlerin hepsi bu kaynaklara dayandığı, en doğru yolun kendisininki olduğu savı egemendir.
(Arka Kapak)