İnsanlık Durumu, Şanghay kentinin 1927 yılında milliyetçi Kuomintang ordularınca ele geçirilmesi sonrasında, şehirde yaşanan komünist direnişin hikayesini anlatır. Başkent Pekin`in ve bütün ülkenin geleceğini belirleyen birkaç günlük süreç komünist liderleri ölüme götürürken, işçi kalabalıklarını da teslimiyet dolu bir acze sürükler. Yaşanan kitlesel trajedi, aynı zamanda bireyin çıkmazını da yansıtır: Anlamdan yoksun felaketler çağında yaşayan insanın en büyük uğraşı, hayatını anlamlı kılma çabasıdır. Ortak bir ülkü etrafında kenetlenseler de, insan olmanın mutlak yalnızlığından kaçamayan roman kahramanlarının her biri, erdemleriyle olduğu kadar zaaflarıyla da hayat karşısında bir tavrı temsil eder. Yirminci yüzyılın en önemli yazarları arasında sayılan Andre Malraux, Goncourt Ödülü kazanan ve kendisini dünya çapında üne kavuşturan romanını yazarken esas amacının, insanların kendilerinde fark edemedikleri asaleti tasvir etmek olduğunu söylemiştir.