1895´te Viayna´da Tıp Fakültesi´ni bitiren Adler 1902´de Freud´un çevresine katıldı. Daha sonra Viyana Ruhçözümlemesi Kurumu´nun başkanlığına getirildi. Ancak 1908´de Freud´la aralarında, özellikle bilinçdışı çatışmaların açıklaması konusunda görüş ayrılıkları belirlemeye başladı.
Kişiliğin gelişmesinde cinsel içgüdüler kadar, saldırganlığın da önemli olduğu önemi küçümseyerek, insanın temelde toplumsal bir varlık olduğunu savunmaya başladı. 1911´de Freud´un çevresinden bütünüyle kotu ve Viyana Ruh çözümlemesi Kurumu başkanlığından ayrıldı. Kısa bir süre sonra çevresinde yeni bir grup oluşturarak, Bireysel Ruhbilim adı altında kendi okulunu kurdu.
Freud´a koptuktan sonra Adler de Jung gibi geçmişin değil, geleceğe yönelik amaçların insan kişiliğini biçimlendirdiğini savunmaya başladı. Adler´a göre, her insanın kendince seçtiği ve eriştirmek için çabaladığı idealleri, onun bugünkü davranışlarını etkiler ve o insana özgü ruhsal süreçlerin oluşmasına yol açar. Adler´e gçre, yaşam biçimi çok küçük yaşlarda belirir.
Dört, beş yaşlarındadan sonra yaşanılan herşey, o yaşa kadar edinilmiş kalıplara göre benimsenir. İnsanların davranışları, duyguları, algıları ve tutumları çok küçük yaşlarda oluşur ve böylece geleceklerini belirler.
(Arka Kapak´tan)