Sanat, suç ve yaşam üzerine kitaplar üzerinden
bir tartışma. Mevlana'dan Marks'a, Tevrat'tan Dostoyevski'nin metinlerine bir anlam arayışı. Kadim metinlerin ışığında, polisiye romanlardaki karakterlerin analizi. Suçtan yola çıkarak insanı anlatmanın yöntemi. Suçla edebiyat arasındaki benzerlikler. İnsan ruhunun arka bahçesinde yeşeren kötülük, zalimlik ve şiddet. Ahmet Ümit'ten sanata, edebiyata ve insana dair yorumlar...
Don Kişot, Madam Bovary, Dimitri Karamazov, Anna Karenina, İnce Memed, Zebercet ve diğerleri, çoğu yaşamımızı etkilemiş, edebiyatın bu ölümsüz kahramanlarına derinden bakarsak kendimizi görürüz. Edebiyatın bu karakterlerinin üzerini örten sözcükleri birazcık kazırsanız altından insanlık çıkar; geçmişten günümüze, bugünden geleceğe akan büyük insanlık. Kahraman, alçak, saldırgan, uysal, atak, pısırık, dürüst, ahlaksız, zengin, yoksul, zeki, aptal, deli, deha, kadın, erkek, çocuk, her türlü haliyle insanlık. Romancı işte bu insanlık durumunu, belki de kendisini anlatmaya, açıklamaya, anlamlandırmaya çalışan kişidir... Gerçeği doğrulamak için, daha eğlenceli hale getirmek için, kabalıktan kurtarmak için, gerçeği bir mucizeye dönüştürmek için, gerçeği tartışmak için, kısacası gerçeği anlamak için hayali bir yaşam yaratan bir serüvencidir romancı. Belki bir tür kaçık... Sevimli olanı da vardır, sevimsiz olanı da... Zevkle okunanı da vardır, görev gereği okunanı da... Sorumluluk sahibi olanı da vardır, kendi görüntüsünden sarhoş olanı da... Ama mizaçları, üslupları, amaçları ne olursa olsun, hepsinin bir tek amacı vardır: Görünenden farklı bir hayat yaratmak...