Büyük devletlerin ekonomik ve siyasal çıkarlarıyla insancıl kaygıları birbirinden ayırmak mümkün değildir. Dolayısıyla, insanlık adına, devletlerin ulusal egemenlik alanına kim ve nasıl müdahale edecektir sorusu kaçınılmazdır. Dünya kamuoyu bu konuyu tartışırken, Türkiye'de insan hakları ve demokrasi taleplerinin Batılıların riyakarlığı olarak sunulmasına devam edilebilmektedir.
Kurtuluş Savaşı tarihini, Birinci Dünya Savaşı'nda işledikleri suçlar nedeniyle Türklerin cezalandırılmasına, Osmanlı egemenliğindeki halkların kurtarılıp, Türklerin elden geldiğince küçük ve zayıf bir ülkeyle yetinmeye zorlanmasına karşı verilen mücadele, yani yalnızca toprak ve sınır değil, insan hakları davası olarak da değerlendirmek mümkündür. Batılı devletlerin Osmanlı Devleti'ne yönelik çıkar ve taleplerine karşı verilen mücadelede, Ermeni sorunu ve İttihatçı yargılamalarının taşıdığı önemin unutturulan tarihi, insan hakları ve kendi geçmişimizle barışmanın da tarihi olabilir. Bu çalışma, unutulanları hatırlama ve geçmişle barışma yolunda atılmış küçük bir adımdır.