Otuz iki yıllık bir zaman diliminde yazılan İnce Memed dörtlüsü, düzene başkaldıran Memed'in ve insan ilişkileri, doğası ve renkleriyle Çukurova'nın öyküsü. Yaşar Kemal'in söyleyişiyle içinde başkaldırma kurduyla doğmuş bir insanın, mecbur adamın romanı.
Öldürülen Abdi Ağa'nın yerini kardeşi Hamza alır. Memed, topraklarını ele geçirmek için Vayvay köylülerine zulmeden Ali Safa Bey'i ve Hamza'yı öldürür. Ancak köylüler için tam bir efsaneye dönüşmesine rağmen zulmedenlerin öldürmekle bitmeyeceği konusunda kuşku duymaya başlar. Abdi Ağa gitmiş, yerine Hamza gelmiştir, onun yerini de bir başkası alacaktır.
Kalemi insanlığın hizmetinde bir yazar... - Henry Lundström, Sundvalls Tidning, (İsveç)
Yaşar Kemal, görkemli bir destan akıcılığı içinde, tüm ayrıntıları titizlikle yansıtarak dile getirmiş ülkesini. - Paul Theroux, The New Yok Times, (A.B.D.)
Korkusuz bir toplum eleştiricisidir Yaşar Kemal. Ve eşsiz bir şair. - Dagens Nyheter, (İsveç)
Bir gökkuşağı gibi, toprağa hiç dokunmadan bir ufuktan diğerine kayan büyük bir efsane geleneğine dayanıyor. - Sunday Times, (İngiltere)
Kemal'in Hardy ve Tolstoy ile karşılaştırılmasına yol açan zengin üslup, konunun zenginliği ve çeşitliliği, sıradan insanların yaşamıyla insanlığın bağlantısı, insanı içine çeken bu romanda da aşikar. - The Times, (İngiltere)
Baş döndürücü bir hızla ilerliyor. - The Guardian, (İngiltere)
Tadımlık:
Anavarza ovasının güneyinden Ceyhan ırmağı geçer. Irmak Hemite dağından Anavarza kayalıklarına kadar öyle büyük kıvrıntılar yapmadan düz iner. Bazı yerlerde sular toprağı derinden oymuştur. Altı oyulmuş toprak zaman zaman büyük gümbürtülerle suyun üstüne çöker. Bazı yerlerde kılıçla kesilmişçesine suya inen dik yarlar, çöküntülerden dolayı diş diş olur, ırmağın kıyılarında küçük, kumlu koycuklar yapar. Bazı yerlerde de ırmak ovaya çakıltaşlarını sererek, geniş, yayılır. Buralarda sığ suyun aydınlık dibinden binlerce iri sazan balığı ışığa batmış, ardı ardına tirkenmiş, oradan oraya dalgalanarak kayar. Bir de ırmağın kıyılarında, küçük sazlık vardır. Sazlıklarda çok iri yeşil kurbağalar, bulut rengi, uzun boyunlu balıkçıllar dolaşırlar.
Ilgın ağaçları, hayıtlar, söğütler, zıncarlar, böğürtlenler yer yer kıyıları örerler. Sarıca arılar, kırmızı eşekarıları, boncuklu arılar, mavi yoz arılar peteklerini sıcakta büyütürler. Arı vızıltısından büklük uğuldar. Ve sert bir böcek sırtına benzeyen uzun gagalarıyla mavi, yanar döner pırıltılı gurruk kuşları gelir, kılıç gibi kesilmiş yarlara ince, uzun deliklerini günlerce oyar, yuvalarını ta toprağın dibine, derinine yaparlar. Hemite dağından Anavarza kalesine kadar, suyun bu kıyısında, yani Anavarza kalesi geçesinde, Hemite, Orhaniye, Selimiye, Endel, Kesikkeli köyleri vardır. Irmak zaman zaman yatak değiştirdiğinden bazan bu köylerden uzaklaşır, ta ötelere gider, bazan da evlerin içlerine kadar girer. Ulu sellerin köylerin yarısını alıp götürdüğü zamanlar da olur.
Ceyhan Anavarzanın yanında geniş bir büvet yapar. Anavarza kalesinin dibi büyük bir göl gibi olur, suları durmadan dönen. Büvetin suları yüzlerce yerde küçük küçük, birer hortum gibi çukurlaşıp kabararak, başdöndürücü bir hızla ince ince köpüklenerek durmadan döner dururlar. Büvete düşmüş bir dal parçası, bir yaprak, hiçbir yere akıp gitmeden, büvetten büvete geçerek suyun yüzünde dönerler. Ve sulara kelebek düştüğünde, suların üstünde yüzbinlerce kelebek uçuştuğunda, bir insandan daha iri yayın balıkları geniş bıyıklı ağızlarını açarak suyun yüzüne fırlarlar. Bir kelebek yığınını kapıp sulara geri dönerler. Bu sıralar su sarı köpükten olur.
Anavarza kalesinin kayalıkları kuzeyden güneye uzanmış bir gemiye benzer. Üstündeki eskimiş, dökülmüş örenleri, yıkıntılarıyla. Anavarza gemisi her zaman durgun bir denizde hiç sallanmadan ağır ağır ilerler.