Yaşamlarını göçebelikle ve basit tarım ve hayvancılıkla sürdüren komünal topluluklar halinde örgütlenmiş Kırgız toplumu, aniden sökün eden Bolşevik Devrimi'nin ardından yepyeni bir dünya hayal etmeye koyulur.
Başlangıçta bu hayaller sınırlı sayıda bireyin ve hatta bazı durumlarda tek bir bireyin hayalleridir. Ve dirençle karşılaşır. Ama paylaşıldıkça ve desteklendikçe tüm toplumu değiştirir ve dönüştürür.
Tıpkı İlk Öğretmenim'de olduğu gibi...
Düyşen, devrim ideallerine inanmış bir Kırgız gencidir.
Savaş sırasında edindiği sınırlı eğitim onu kökten değiştirmiştir.
Yaşadığı köyde asırlardır devam eden ataerkil geleneklere başkaldırır ve çocukların eğitim görebilmeleri için bir okul inşa etmeye koyulur.
Şüphesiz ilk öğretmeni de o olacaktır bu derme çatma okulun. Hem köyün, hem kendisinin, hem de tüm gelecek kuşakların kaderini değiştirecek olan bu girişim çok acılı ve hüzünlü bir hikayenin de başlangıcıdır, bir destanın başlangıcı olduğu kadar!