Bu çalışma, Allah ile âdemoğulları arasında ezelde yapıldığı haber verilen ilk sözleşmeyi ve ona sadakate sevk eden ve sadakatten alıkoyan etkenleri, kuranı Kerimin bütünlüğünü esas alarak incelemeye çalışır.
Arka Kapak Yazısı
Yüce Allah, yeryüzünü insanın yaşayabileceği mükemmel bir hale getirdikten sonra orada hükümlerini uygulayıp, kendi adına iş görebilecek bir halife yaratmayı murat etmiştir. Bunun akabinde onu, yani Hz. Âdemi yaratıp akıl, ilim ve irade gibi birtakım özellikler ile donatarak, yaratılacağı haberinin verilmesi karşısında pek de olumlu bir tavır sergileyemeyen ruhani varlıklara karşı üstünlüğünü tescil ettirmiştir. Böylesine imtiyaz ve misyona sahip olan varlık yeryüzüne gönderilmezden önce Allah, teselsülen kıyamete kadar gelecek olan nesil ile bir ana sözleşme yapmıştır.
Hani Rabbin âdemoğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi kendilerine karşı şahit tutmuş, Ben sizin Rabbiniz değimliyim? demişti. Onlar da: Evet biz buna şahidiz demişlerdi. (Araf Suresi 172. ve 173)
Çeşitli dönemlerde bu uyarılara muhatap olan insanlardan bir kısmı, elest ikrarı ile şekillenen fıtratlarının sesine gönderilen elçilerinin davetine kulak verip ezelde yapılan ana sözleşmeye sadakat göstermiş; diğer bir kısmı da aksine bir hareketle batıl üzere olan atalarının arkasından gidip heva ve heveslerini putlaştırarak sadakatsizliğe karar kılmışlardır.
İşte bahis konusu olan ayette bu olayın ezel boyutunda verilen Allahı Rabb olarak tanıma sözünün, ahirette kaybedenlerden olmamak için teklif âleminde gereğinin yerine getirilmesinin önemi, bir kez daha vurgulanmış olmaktadır.
Bu çalışma, Allah ile âdemoğulları arasında ezelde yapıldığı haber verilen ilk sözleşmeyi ve ona sadakate sevk eden ve sadakatten alıkoyan etkenleri, kur'anı Kerimin bütünlüğünü esas alarak incelemeye çalışır.