Cahit Sıtkı Tarancı herhangi bir siyasi angajmana girmeden, Türçe´nin duru ve temiz ırmağında devrinin ´kendi oluş´ sorunsalına iddiasız bir biçimde tanıklık etmeye çalışır. Ona göre ´kendisi oluş´un ilk biçimi ölüme karşı bir tavır geliştirmekle ortaya çıkar.
Yaşamın kutsallığına yönelmiş tehditleri ölümden önce ve sonra olmak üzere iki kesite ayıran şair, dünyalık ölümleri; alışkanlıkların sıradanlığına batma, farkediş düzeyinden düşme ve unutma/unutulma gibi insani yitimlerle değerlendirirken, dünya yaşamını sona erdiren mutlak ölüm duygusu karşısında ise çaresiz bir İkaros trajedisi yaşar.
(Arka Kapak)