Anayasal güvencelerin belki de en fazla tartışılan ve gündem yaratanı, ifade özgürlüğüdür. Sadece iki kelimeden oluşan bu güvencenin anlamı, kelime anlamının karşıladığından çok daha geniş olabileceği gibi, çok daha dar da olabilmektedir. Belki ifade olarak nitelendirilemeyecek birçok şey koruma kapsamındayken, düpedüz ifade olarak adlandırılabilecek çoğu şey de koruma kapsamına alınmaz.
Raphael Cohen-Almagor, kendinden sonrakiler için mükemmel bir öncü olan 1994 tarihli Boundarşes of the Tolerance isimli sarsıcı ve çeşitli sert tartışmalar yaratan çalışmasını, İfade, Medya ve Etik isimli kitabında çok daha genişletmektedir.
Hoşgörünün sınırları nedir?
Peki ifade özgürlüğünün sınırları nedir?
Hem toplumu ayakta tutmak, hem de basının özgür kalmasını sağlamak nasıl mümkündür?
İyi gazetecilik ve iyi hikayenin her zaman buluşmadığını, ancak ortaya mutlaka iyi bir hikayenin çıkması gerektiğini düşünürsek, etik bu sorunun neresindedir?
Bunlar gibi meydan okuyan sorular soran İfade, Medya ve Etik, bizi dünyamızın çeşitli coğrafyalarında yaşanmış olan ilginç örneklerle yüz yüze getirerek yanıtlar aramaktadır.
(Arka Kapak)