Fransız felsefesinin lanetlenmiş düşünürü ve yazarı Georges Bataille: (1897-1962) Foucault, Guattari ve Deleuze ile birlikte Nietzsche'nin Tanrı öldü düşüncesinin takipçisidir. Bataille'ın dini, ahlaktan ve tanrı inancından oluşmaz, O, insanın gündelik hayatta her zaman yaşayabileceği gizemsel iç yolculuklarından, gizemci iç deneylerden bahseder. İç Deney Bataille felsefesinin bir özeti niteliğindedir.
Tadımlık
BATAILLE'IN GİZEMCİLİĞİ
Bu konu Bataille'da oldukça karmaşıktır. Kendisi tüm yapıtlarında gizemcilerle tartışmış, onlardan varoluşsal esrimeyi, ateşi, alevi almıştır. Ama Bataille gizemi açığa çıkarmaya, aydınlatmaya, iç deneyimi, felsefik kavramlarla iletmeye çalışmıştır. Sessizlik, süreklilik, olanaksıza ulaşmak, olabilirin sınırını aşmak gibi kavramlarla iç deneyimi söylemleştirmek istemiştir. Bu isteği gerçekleşmesine rağmen, Bataille'ı okuyan kişi iç deneyimi hissetmiş, kavramıştır. Bataille söylemle söylemi aşarak, söylemeden iç deneyimi iletmeyi başarmıştır. Sözcüklerin sınırlarına ulaşarak öte tarafı, adlandırılamayan olanaksız en ucu, tepe noktayı aydınlatmıştır. Bilgiyi en son noktaya kadar zorlayarak aydınlatıcı bilgisizliğe ulaşmıştır. Bunu yapamamış olsaydı, Sartre'ın adlandırdığı gibi sadece Yeni bir gizemci olacaktı. Gösteren en uca sürüklenerek, gösterensiz gösterileni ortaya çıkarmaktadır. Bataille, gizemciliği, XX. yüzyıl entelektüel yapısının içine sokmayı başarmıştır. XX. yüzyıl düşünce biçimi Bataille'dan sonra ortaçağı başka şekilde görmeye başlamış ve son olarak Umberto Eco Gülün Adıyla bu olguya yeni bir boyut kazandırmıştır (Eco'nun, gülüşün gizemi açığa çıkarma özelliğini Bataille'dan aldığını zannediyorum). Şimdi Bataille'ın gizemciliğiyle ilgili olarak Erotizm adlı yapıtına değinmek istiyorum. Erotizm, Bataille'ın yaptığı bir konuşma ile başlamaktadır. Bataille bu konuşmada, erotizmle insanların kendi ayrıklıklarından kurtularak sürekliliği aradıklarını belirtmiştir. Bu sürekliliğin de ölümle bağlandığını söyleyen Bataille erotizmle ölüm arasındaki bağlantıları ortaya çıkarmıştır. Şimdi birbirinden ayrı biz varlıklar için ölümün, varlığın sürekliliği anlamına geldiğini kanıtlamaya çalışacağım. Üreme, varlıkların birbirlerinden ayrı olmalarına yol açıyor ama onların sürekliliğini ortaya koyuyor, daha doğrusu üreme öz olarak ölüme bağlanıyor. Ölümden ve varlıkların üremesinden söz ederek, büyüleyici olan --ki bu büyülenme erotizmi yönlendiriyor-- ölüm ve varlıkların sürekliliğinin özdeşliğini kanıtlamaya gayret edeceğim. Bataille için, esrimeyle birlikte insan için en önemli iç deneyim olan erotizm, birey olarak varoluşun yadsınması olayıdır. Sanki insan erotizmle ölümün kucağına atlamış oluyor. Ama aslında erotik etkinlik varlığın ölümle karşılıklı alış-verişi gibidir. Yokoluş (orgazm) ve varlığa geri dönüş. Erotizmde süreklilik bir an için hissedilir. Ama esrimede hissedilen süreklilik bir zaman süreci içindedir. Bataille'ın tüm iç deneyimlerinde içsel bir parçalanma vardır. Erotizmde ve esrimede varoluş bir sınır noktaya gelir, ayrışır, aynı anda bilinç kaybolur, süreklilik gerçekleşir. İç Deney(im)de bunun örnekleri somut olarak verilmiştir.