İbn Rüşd, İslâm felsefesinin yaklaşık beş asır süren altın çağının en başarılı ve en önemli isimlerinden biridir. Gerek antik ve helenistik felsefe, gerekse İslâm ilim ve düşüncesi alanında o güne kadar oluşmuş bulunan zengin birikimi, yeniden ele alıp tartışarak farklı yorumlar getirmiş; geride bıraktığı ölümsüz eserler ve açtığı yeni ufuklarla Latin ortaçağını etkileyerek Batıda rönesans fikrinin uyanmasında önemli katkı sağlamıştır.
İbn Rüşd, tabiat felsefesinden psikolojiye, bilgi ve varlık felsefesinden din felsefesine kadar her alandaki farklı yaklaşım ve özgün görüşleriyle, Aristonun yalnızca sâdık bir izleyicisi ve yorumcusu olmadığını ortaya koyan bir filozof, teori ile pratiği bir arada yürüten iyi bir hukukçu ve tabiptir.