Hürriyetin İlanı yakın tarihimizin çok önemli bir dönüm noktasını oluştururken, Osmanlı Devletinde birey ve devlet için yeni tanımlamaları beraberinde beraberinde getirmiş, bu anlamda İkinci Meşrutiyetin düşünce akımlarına sağlam bir temel oluşturmuştur.
Bütün eserlerini yayın dünyamıza yeniden kazandırmaya devam ettiğimiz Tarık Zafer Tunaya, daha 1959da bu kitaba yazdığı önsözde, Meşrutiyetin ve Meşrutiyet toplumunun araştırılması ve incelenmesi gereken bir zaman parçası olduğunu vurgularken, II.Meşrutiyeti de Türkleri imparatorluk formülüne ileten bir köprü olarak tanımlar.
Meşrutiyetle birlikte Osmanlı aydınları arasında en çok sorulan Bu Devlet Nasıl Kurtulabilir ? sorusuna aranan cevapların, dönemin önemli düşünce akımlarını doğurduğuna dikkat çekilen eserde, II.Meşrutiyetin siyasi hayatının ayrıntıları düşünce akımları ile bağlantılı bir biçimde incelenmektedir.
Tarık Zafer Tunaya, daha sonra yazacağı eserler için adeta bir ön çalışma olan Hürriyetin İlânının son paragrafında şöyle demektedir: İkinci Meşrutiyet, tarihimizin en fazla dikkati çeken devrelerinden biridir. Bu bahtsız demokrasi denemesi, ulaştığı sonuçlar bakımından tarihi olmaktan çıkar, bugüne bağlanabilir. Bizler bu tarihi tablo karşısında ibretle düşünmeye mecbur bir kuşağın çocuklarıyız.