Yazılarımı seven çok oldu. Karşı çıkanlar da var. Biz evden kahveye gidemiyoruz bu hayat pahalılığında, oralara nasıl gidelim? diye. İyi ya... Böyle yazılar aslında gidemeyenler için yazılır zaten. Hiç gitmelerine imkan olmayan yerleri de bilsinler diye... Uydunun Merih ten gönderdiği bilgileri niye merak ediyoruz? Gelecek tatili Merih te geçireceğiz de ondan mı? Mesela St. Tropez, Merih te değil. Yarın ne olacağımız belli mi?..
Mısırdaki piramitlerin sırrını biliyor musunuz? Peki dünyanın ilk parlamentosunun nerede kurulduğunu? Kuzey Kutbunda kızak gezisi yapmayı hayal ettiniz mi hiç? Avrupa ile Amerikanın birleştiği yeri görmeye ne dersiniz?
Bütün bunları oturduğunuz yerden yapamazsınız elbette. Ama Hıncal Uluçun usta kaleminden yaptığı gezileri okuyarak tüm bu şehirlere gitmiş kadar olacağınızdan eminiz. Hem de Hıncalın kendi yorumlarıyla, belki kendiniz gitseniz hiç göremeyeceğiniz ufak ayrıntılar ve hoşlukları da kaçırmadan
Hıncalın Gördükleri, Hıncal Uluçun pek çok dünya şehrine yaptığı gezilerle başlıyor, yeni şehirler, yeni izlenimlerle sürecek.
Bu kitaba Hıncal Uluçun Sabah Gazetesinde yazmaya başladığı günden itibaren yaptığı ilk geziyle başlıyoruz, yani Rusya gezisiyle. Makul bir kalınlığı koruyabilmek için de ilk kitapta 1996 yılına kadar yazdığı gezi yazılarını veriyoruz, ileride tüm yazıları tek bir kitap olarak yayınlama düşüncesini saklı tutarak. Yazarın gezileri devam ettikçe yeni şehirler, yeni izlenimlerle Hıncalın Gördükleri de devam edecek.