Bilgi iletim ve edinim imkanlarının yaygınlaşması insanların sağlık sorunlarıyla daha fazla ilgilenmeye yöneltmiştir. Ötanazi, organ nakli, suni döllenme gibi etik, hukuki ve felsefi boyutları da kaçınılmaz olarak gündeme getiren yeni konu ve tartışmalar sadece tıp mesleğinin çalışanlarını değil, herkesi, hepimizi doğrudan ilgilendirmekte, tıbbi süreçler içindeki konumumuzu yeniden sorgulamamızı zorunlu kılmaktadır. Ayrıca bu sorgulama çok daha geniş bir alanı kapsayacak biçimde yürütülmektedir. Bunun başlıca nedeni tıp-sağlık hizmetlerinin tüm dünyada esen serbest piyasa, özelleştirme rüzgarlarının etkisi altına girmeye başlamış olmasıdır. Bu bağlamda hasta hakları konusu kuşkusuz çok daha yaşamsal bir önem kazanmaktadır. Özelleştirmenin, piyasa yasaları dinamiğinin kuralsızlaşmayı da birlikte getirdiği düşünülürse tıp, sağlık gibi hayati bir alanda gerek mesleğinin hakkını vermek isteyen tıp-sağlık çalışanlarının, gerekse tıbbi faaliyet-hizmetin konusu olan insanların geçmiştekinden çok daha acil ve zorunlu güvencelere ihtiyacı var demektir. Bu kitap hasta hakları konusunda uluslararası ve ulusal düzenlemelerin özet bir bilançosunu sunmanın yanısıra bu zemin üzerinden tıp sorunumuzu en geniş biçimde tartışmaya açabilmenin de bir vesilesi olabilirse amacına ulaşmış olacaktır.