Gençken, bir gün ormanda okla yaraladığım bir kuşun ölümünü seyretmiştim; bu dünyayı terk etme arzumu harekete geçiren işte bu olaydır. Kuşun kanayan göğsünü hatırladıkça hala ürperiyorum. Bugün bile kendimi o kuş gibi görüyorum; az önce özgürce uçabilirken, bir dakika sonra yere çakılmış can çekişen bir canlı.
Haritacının Rüyası, insan yüreğinin aheste gezilerine tanık olma cesareti gösteren bir masalcının, çizmeyi hayal ettiği dünya haritasıyla aslında kendi varlığını yansıtan haritacı Fra Mauro´nun hikayesi... Mauro, haritasına dünyadaki ülkelerin, dağların, nehirlerin ve şehirlerin gerçek konumunu hikayelerindeki kahramanların gözünden yansıtıyor. Ona bazen bütün dünyalarını bedenlerinde taşıyan Lochac Yerliler, bazen kalp şeklinde bir dünya haritası çizen Hacı Ahmet, bazense düşlerden yapılmış sarayıyla bir rahip yol gösteriyor...
Haritacı sorduğu sorularla bizi kainatın özüne dair bir tartışmaya davet ediyor. Kendinizi terk edip yeni bir insan olmaya ne dersiniz? Unutmayın ki, Gerçek filozoflar, varacakları yerden ya da geri döneceklerinden emin olmaksızın bir bilinmeyene doğru yolculuğa çıkabilenlerdir.
(Arka Kapak´tan)