Hazla değil, hızla yemek... Modern hayatta yemek yemenin ilkesi ve usülü bu: Geçerken, ayaküstü, hızla atıştırılıyor. Daha çok insanı daha fazla ve daha hızlı tıkındırmaya dayalı Fast-food sanayii, gelişmiş ekonomilerin büyük bir sektörü oldu. Fast-food sanayi yemeğin/gıdanın her aşamasına damgasını vuruyor. Temel gıdaların ve hammaddelerin kimyasallarla ıslahından, mutfak işlemlerinin standartlaştırılmasına, servisin numaratör aygıtı misali otomatik bir işleyiş kazanmasına, damakların sun´i tatlandırıcılarla terbiyesine, tüketim kültürünün başarı, mutluluk gibi mitolojik mesajları da mideye indirten yemek imajlarına kadar... Böylelikle fast-food, bütün yemek kültürlerini, yerel mutfakları muhasara altına alıyor. ABD ve Avrupa´dan Japonya´ya, Latin Amerika´ya Afrika´ya global besin haline gelen Hamburger, midelere ve damak zevklerine dönük bu işgalin öncü gücü. Elinizdeki kitap, uluslararası fast-food sanayiinin devi McDonalds´ı odağa alarak, görünüşte ekmek arası soslu köfteden ibaret olan bu büyük gücün hikayesini, ekonomisini, ideolojisini, kültürünü inceliyor. Üretiminden tüketimine.