´´CEZALARIN EN KÖTÜSÜ, EN ZARARLISI BAĞIŞLAMAKTIR:yazılıydı, demir ve köpekli kapının tam üstüne konulmuş tabelada. O vakte değin bağışlamanın büyüklüğüne inandırmaya çalışmışlardı insanları oysa ki, kim bilir bu da yeni bir dindi, cezaevlerine özgü bir din. Ayda bir gün tel kafeslerin ardından görüşülebilirdi. Tel kafesler yırtıcı hayvanlar için kullanılanın iki katı kalınlığında, dörtköşe dokunmuş bir köpeğin beraberliğinde görüşebilirlerdi insanlar içerdekilerle.´´
Hallaç didikleyen, parçalayan, parçaları birleştirerek yeniden kuran öykülerden oluşan bir ilk kitaptır. Erbil varoluşsal bir söylemle ´´dil´´ i lime lime etmiş, sorgulamış, birey olmayı engelleyen her türlü toplumsal baskı türüyle kimi zaman alayla hesaplaşmıştır. Üstelik günümüzden 40 yıl önce.