Gün Ortasında Karanlık, hapishane edebiyatının dünya çapındaki en başarılı örneklerinden biri ve Arthur Koestler'in en çok okunan eseridir.
Macar asıllı İngiliz romancı Arthur Koestler Gün Ortasında Karanlık'ta Stalin diktası altındaki 1930'lar Sovyetleri'ni anlatıyor. Ülke ve kişi adı vermeden, belirli bir dönem anmadan, burada
yaşanan siyasi çalkantıyı ele alıyor. Koestler, kahramanı Rubashov aracılığıyla iktidar-yetki ilişkisini sorgularken, öznel iyi aynı zamanda nesnel iyi de olabilir mi ve kişi, insanlık
adına başkalarına kendi doğrularını dayatabilir mi gibi sorulara cevap arıyor. İspanya İç Savaşı sırasındaki mahkûmiyetinden ve hapishane anılarından yola çıkarak yazdığı bu romanda, yazar
hapishane koğuşlarını, tecrit hücrelerini, sorgu odalarını canlı bir anlatımla aktarıyor.
Gün Ortasında Karanlık, benzeri olmayan bir romandır, çünkü neredeyse hiçbir İngiliz yazar totalitarizmi içeriden görememiştir. -George Orwell