İki kişiyi kıskandım ömrümde. Biri Fred Aster, onun gibi dans edemediğim için, öbürü Anton Çehof, onun gibi yazamadığım için. 1950´lerin ikinci yarısında, asistan iken New York Times´ın kitap ekinde Çehof´un İngilizcede yeni yayımlanan bir yapıtı üzerine bir yazı gördüm. Yapıtın başlığı Her Doktorun Anlatacakları Vardır gibi bir şeydi. Çehof´un hekim olduğunu biliyordum, yadırgamadım. Ama bu başlık bana esin kaynağı oldu. Hekim olarak benim de o zaman henüz çok kısa olan meslek yaşamımda anlatacak bir şeylerim vardı ve kuşkusuz ilerde de olacaktı. Hemen karar verdim Ben de yazacaktım. Fakat Çehof´un o kitabını ve o kitap üzerine olan yazıyı okumalıydım. Okursam ya onun beşinci dereceden kötü bir kopyası olacaktım ya da yazmaya cesaret edemeyecektim. O kitabı okumadım ama Çehof´un diğer kitapları beni hep yazmaya yöneltti. Elinizdeki bu kitabım da o yöneltimin ürünüdür. Sanırız biraz değişik olacak..