´Uzaklara gitmek, çok yüksekte, her şeyin üzerinde olabileceğim bir yere gitmek istiyorum.´ Bir kez daha kullansan, küçücük bir doz bile alsan bunun sana ne kadar iyi geleceğini ona en az yüz kere anlatıyorsun, o da yüz kez kafasını sallıyor. Ona beraber kullanalım diyorsun. Malı yarı yarıya paylaşabileceğini düşünüyorsun. ´Böylece birlikte uçarız.´ Annen bir türlü söylediklerine inanmıyor. Bir damlacık tozun insanı kuşa ya da meleğe dönüştüreceğine inanmak için deli olmak gerek.
- Ama ben bir meleğim. Acı çeken her varlık, bir melektir.´
Bir kağıt parçasının üzerine bir adres yazıyor, altına da güvendiğin birinin adını ekliyorsun. Heyecan içinde kağıdı annene uzatıyorsun, bir psikoposun ellerine sarılır gibi onun ellerine sarılıyorsun. Sana güvenmediği için ellerini çekip, belinde kavuşturuyor.
- Bir de annem olacaksın! Beni sevdiğini kanıtlasana!
Umutsuzluğun mühürlediği ağzıyla bunu çok iyi kanıtlıyor. Artık ağlamıyor bile.