Anadilinden başka bir dile sürgün olan herkesin ortak sorunudur galiba; her şeyden habersiz yaşarken, bir de bakar ki, yeni dili, anadiline karışmış, iki dil birbirinin içine geçmiş, hatta yeni dili, anadilinin yerine geçmiş.
Benim için böyle oldu mesela. Edward Said`den ilham alarak söylüyorum: An geldi, anadilim Kürtçe ile gündelik dilim Türkçe birbirinden kolay kolay ayrılamayacak bir biçimde iç içe geçti. Zaman zaman hangisinin anadilim olduğunu unuttum. İkisini de kullandım. Memleketimde ve evimde anadilime sığındım; bu şehirde yaşarken ve bu kitabı yazarken Türkçeyle meramımı anlattım. Şimdi iki dilde de görüyorum rüyalarımı. Ve çoğu zaman iki dil, o kadar iç içe geçir ki, ikisini birbirine karşıtırıyorum. Öyle ki, ne zaman güzel bir Türkze mısra görsem, Kürtçe`sini düşünüyorum; ne zaman bir Kürtçe şiir görsem, Türkçeye çevirmeye çalışıyorum. Dilinden sürgün bütün insanların ortak derdidir bu; sürgünlük her dilde aynı yaşanır çünkü.
Muhsin Kızılkaya