Nasıl doğuyorsa çölde palmiyeler
Nasıl bitiyorsa tuzlu denizlerin kıyısında gül
İşte öyle acılarımdan çıkıyor şiirlerim
Gürültülü, tutkulu, kokulu
Nasıl, denizlerin, yeşil dalgaların üstünde
Yelkeni yırtılmış, direği kırılmış, yamacı
Yırtıcı suya açılmış
Rüzgarlarla öfkeli savaşının ardından,
Gururlu gemi sürdürüyorsa yolculuğunu.
Dehşet dehşet dünyada ve denizde
Yalnızca gıcırtılar, taşkın öfkeler, sisler ve gözyaşları var
Ve koparılmış tepeler boşlukta dönüyorlar,
Ovalar ve göller taşkın ırmaklar olmuş
Denizlere dökülüyorlar
Kalabalık bir denizci halk
Rahatça doldurur her uçurumu
Gökyüzünde yıldızlar sönüyor
Dönen, gölgede sarsılan rüzgarlar
Kaçıyor, açılıyor ve birbirlerine çarparak,
Çatırtıyla yuvarlanarak,
Dağların çukurlarına düşüyorlar; bulutlarda
Yıldızlar çıldırmışlar, alev saçıyorlar birbirlerine
Ve sonra, gülüyor güneş; toprakta ve denizde
Rahat bir düğün aydınlığı parıldıyor
Ah bu zorlu fırtına bolluk getirsin, arıtsın
Mavi gökyüzünden, dev tüllere sarınmış iniyorlar
Dizginsiz rüzgarların parçalanmış paltoları
Yüce fırtınada hırpalanmış
Ve iyileştikten çok sonra da
Hala kırmızı kalır her yaranın dudakları
Ve şimdi onu bir beşik yumuşaklığıyla sallayan dalgalarla
Bir çocuk gibi eğlenmeye, oynaşmaya koyulur gemi.