Yaşamı duygularla deneyimleriz. Çoğumuz, belki de hiçbirimiz sağlıklı ve ideal bir aile ortamında büyümedik. Ama suçu geçmişimize yüklemekle gelişemeyiz. Yaşamın içindeki olaylara gösterdiğimiz tepkilerin sorumluluğunu üstlenerek değişim gücünü kendimizde bulabiliriz. Bu da duyguların dilini ve mesajlarını anlamakla, kendimizi geçmişten özgür kılmakla mümkün. Yanlış bir hayat yaşadığımızın farkına vararak mutsuzluğumuzun nedenini anlamak hangi kabustan daha kötü olabilir. Her insanın temel amacı mutlu olmaktır. Azize de, fahişe de, bilge de, katil de mutlu olmak ister. Mutlu olmayan kişi de yaşama öfke duyar. Oysa mutlu yaşamın sırrı çok basit. Çünkü ortada sır yok. Yalnızca bizim görmek istemediklerimiz var. Geçmişin gölgelerinde kaybolmak da, yaşam ışığını yakalamak da bizim elimizde. Yeter ki, içsel özgürlüğe kavuşmak için duygusal çöplüğümüzü temizleme cesareti gösterelim.