Günümüz öykü sanatında tekil birinci kişi gerçekleri,
özellikle de ruhsal yaşam gözlemciliği ortak bir ilgi alanı
önemi taşıyor. Bu genel yönelime karşın, Cemalettin Aykın,
bireyin toplumsallığını da belirtme amacı güden bir yazar.
Onun öykülerinde, çevre ve düzen sınırlanışları içinde
bilinç yaşamı açısından gözlemleriyle birey, toplumsal
ortamı yansıtan bir simgesellik boyutu da kazanıyor. Bu
temel üzerinde gerçekleştirilmesi amaç olan, güncel yaşam
verilerini estetik değer yaratma yolunda gereç olarak
kullanırken, uygarlık tarihinin kalıcı, ortak değerlerine
bağlılığı da vurgulayan insancıl bir sanattır.
(Arka Kapak)