Aslında sadece bir oyun futbol; bir spor. Ama aynı zamanda bağlayıcı ve kitlesel bir tutku. Kimisine göre çağdaş bir din; ya da halkın afyonu. Ancak son yıllarda futbolun böyle basitçe aşağılanmasını doğru bulmayan, futbol evrenini bir popüler kültür olgusu olarak ele alan çalışmalar sosyoloji ve kültür eleştirisi edebiyatında yer tutmaya başladı. Takımların, oyunların oyun üslüplarında, kulüplerin tarihi hikayelerinde, taraftar altkültürlerinde anlamlar aranıyor. Futbolun kitlelerin anlam dünyasında kapladığı yer, ancak buralara bakılarak keşfedilebiliyor ve her keşif seyahati gibi heyecanlı bir uğraş bu -hele kâşifler futbola sadece keşif nesnesi olarak değil futbolsever olarak da bakıyorlarsa...
Bu kitapta, 18 Avrupalı ve 11 Türkiyeli yazar, sosyolog, gazeteci veya sadece eli kalem tutan futbolseverin katıldığı bir keşif kolu, futbolun milliyetçilikle, yerelliklerle ve politikayla ilişkisini, taraftar âlemini ve hooliganizmi; kapitalistleşme/sanayileşme ve medya egemenliğinin futbola yaptıklarını; futbol mitolojisini ve sadaha durduğu gibi durmayan büyük oyunun daha nice yüzünü, çeşitli ülkelerden özgül örneklerle inceliyor.