Küreselleşme ve eğlence sanayiinin zafer çağında, dünyanın en küresel işi futbol. Başka hangi malı üç milyar tüketici alır? Coca-Cola bile bu rakama erişemez.
Gerçekten de futbol dünyanın en popüler ve en birleştirici sporu. Ama küreselleşme ile birlikte kuluplerin yapısı değişiyor, futbolün ve yan ürünlerinin pazarlanmasında, futbol-medya ilişkisinde, taraftar ve yıldız futbolcu profilinde, hatta taktik anlayışlarda bile bir kabuk değiştirme dönemi yaşanıyor. Bu kitapta yeni futbol ekonomisi gözler önüne seriliyor ve küreselleşmenin, sahadaki oyun anlayışına, takım ruhuna ve spor ahlakına etkileri sorgulanıyor. Artık ideal seyirciler, şarkılar söyleyip çırpınan proleterler değil, stadyum localarına kurulan VİP ler. Sponsorların, firmaların veya şahıs ortaklıklarının yıllık olarak kiraladığı bu geniş ve konforlu bölmeler kulüpler açısından önemli bir gelir kaynağı. Bi düzine davetli alabilen localar, hostesleri, yemek servisleri, şampanya ve televziyon ekranlarıyla birlikte kiralanıyor. Meşin yuvarlağın yeni yatırımcılarının istediği ve düşlediği seyirci budur işte: İleri gelenler, hissedarlar, beutiful people, akıllı uslu, iyi yetiştirilmiş insanlar. Elinizdeki kitap Bosman kararı, Anelka nın rekor transfer ücretleri, şampiyonlar liginin doğuşu, video futbol oyunları, Maradona nın trajedisi, futbol lejyonerliği gibi birçok öykü arasında bağıntılar kuruyor, Türkiye de futbolun bugünü ve geleceği üzerine ilginç çağrışımlar yaratıyor. Herkesin çok seveceği bir üslupla ve olayların diliyle...