İnsanın üzerinde düşündüğü egzistansiyel değer taşıyan ilk ve önemli konulardan biri de ölümden sonra hayat problemidir. Temelde sorgulayan ve merak eden doğasının bir gereği olarak insan, ´insan ölünce ne olur?´ sorusu üzerinde yoğunlaşan pek çok eskatolojik sorudan ne ödün vermiş, ne de geri durmuştur.
Bu eserde, ölüm sonrası bireysel ruhun kimliğini yitirmeden, kendi olarak varlığını sürdürdüğünü öngören bir ölümden sonra hayat anlayışının; daha çok felsefe ve teolojinin ortaklaşa üzerinde durduğu ruhun doğası ve Tanrı´nın adaletinde yoğunlaşan felsefi dayanakları ile bağımsız bir disiplin olma çabasında olan parapsikolojinin üzerinde durduğu duyu-dışı idrak ve yakın-ölüm deneyimlerinden oluşan deneysel dayanakları konu edilmektedir.