Ev Sahibesi, Dostoyevski'nin dünyaca ünlü romanlarında yaptığı ruh tahlillerinin ipuçlarını veriyor. Başyapıtlara özgü güzel bir üslupla okurlarının karşısına çıkan Dostoyevski, bu romanında toplum dışında kalmış bir aydının yaşadıklarını ve katlanmak zorunda kaldığı acıları, derin tahlilleri ve ustalıklı tespitleriyle kaleme alıyor. Umutsuz düşler içinde bir genç, bir aşk, hastalık ve ölüm korkusu, vicdan azabı ve yalnızlık gibi birbirinden çetrefilli duygular bu kısa romanda ustalıkla ele alınıyor.
Gözden geçirilmiş çevirisiyle...
Yoksulluktan öğrenimine devam edemeyen üniversite öğrencisi Raskolnikov, toplumun yararı için kuralların ve kanunların yok sayılabileceği düşüncesiyle, toplum içinde bir parazit, bir bit olarak saydığı tefeci kadını öldürür. Toplumu bir parazitten kurtarmak adına böyle bir olaya cesaret ettiğine kendisini inandırmaya çalışsa da vicdanının rahatsız edici sesinden bir türlü kurtulamaz. Bu cinayet ve kahramanın yaşadığı vicdan azabı çevresinde suç ve ceza kavramlarının derinlemesine tartışıldığı bu romanda; Raskolnikov'un ikilemleri ve iç çatışmalarından yola çıkarak insanoğlunun toplumsal, ahlaki ve dini değerleri de sorgulanır. Aynı sorgulamayı kendi içerisinde de farkında olmadan yapmaya başlayan okur, Raskolnikov üzerinden yaşamını, düşüncelerini ve sahip olduğu değerleri irdelemeye başlar...