Fransızlar 1789'da sanki yazgılarını ikiye bölmek ve o güne kadar olmuş oldukları şeyi bundan sonra olmak istedikleri şeyden bir uçurumla ayırmak üzere, hiçbir halkın asla kalkışmamış olduğu en büyük gayreti gösterdiler. Bu tuhaf girişimde, eski rejimi yok eden Devrim'i yönetirken taşıdıkları duyguların, alışkanlıkların, hatta fikirlerin pek çoğunu o rejimden devralıp korumuş ve yeni toplumu inşa ederken istemeden bu kalıntılardan yararlanmış olduklarına inanmışımdır.
Bundan yük kırk yıl önce yazılmış bu kitabın güncelliği, yeniliği okuyucuyu şaşırtacaktır. Önemiyse, yanlış klişelerle bellediğimiz Fransız Devrimi´ne ilişkin en gerçekçi senaryoyu ortaya koyması değildir yalnızca...
Tocqueville, demokrasi dediğimiz siyasal rejimin, aslında ve öncelikle bir toplum biçimi olduğunu ve bu toplum biçiminin geçmişin aristokrasisinden de günümüzün ve her dönemin totalitarizmlerinden de temelli bir kopuşla ayrıldığını ilk gösteren düşünürdür. Eski Rejim ve Devrim günümüz siyasetçileri için bir başucu kitabı olabilseydi, onlar bize demokrasi masalları anlatırlarken bu kadar fütursuzcasına dediğim dedikçilik peşinde koşabilirler miydi?