Anne inleyen bir ney, anne hicrandan yumak, Gözleri buğulu, nemli ve her zaman zar zar.. Kaderidir annenin ocaklar gibi yanmak, Hep hüzünlü eser onun ikliminde rüzgar. Kışlar gibi titrer o güneş yüzlü nevhayal, Simasında alacakaranlık endişesi... Her mevsim ayrı bir ızdırap, ayrı bir melal; Dilinde özleyişlerin sihirli bestesi. Sinesi sımsıcak, çehresi de imalıdır; Semtinde herdem bir büyülü rayiha eser. Duyguyla süzülmüş gözleri hep hummalıdır; Altın şakaklarında sarı güller gibi ter. Elemi çok olsa da şekvası işitilmez, Bir Eyyub sabrıyla göğüsler hiç olmazları... Onda ızdırap bitmez, acılar dinmek bilmez, Sönmeyen bir azimle aşar aşılmazları. Kanmaz asla sevmeye; o, sevgiye susuzdur; Şaire su dedirten hisle evlet der inler. Herkes derin uykularda iken o uykusuzdur, El açar Yaratan´a balalarını diler...