Elif, gelişme çağında kentli ailelerin yanına önce evlatlık, daha sonra da çocuk bakıcısı olarak yerleştirilip çalıştırılan Sivaslı Alevi bir köylü ailesinin kızıdır. Elif´in Öyküsü, onun köyle kent arasında gidip gelen, kültür şoklarıyla, yanılsamalarla, düşlerle ve düş kırıklıklarıyla örülü dramatik yaşantısını konu alan sürükleyici bir romandır.
Elif´in Öyküsü, birçok yönüyle Erhan Benerin diğer romanlarından oldukça farklı özellikler taşıyor. Her şeyden önce, Bener´in ana figürü ve anlatımdaki birinci tekil kişisi kadın olan tek romanıdır. Ayrıca, genellikle kentli aydın tipiyle tanıdığımız yazarın bu yapıtının kahramanı bir köylü kızı. Elif´in köydeki yaşantısı belgesel sayılabilecek ayrıntılarla işleniyor. Ancak Elif´in Öyküsü kesinlikle bir köy romanı değil. Yazar bu kez, kent insanını ve aile yaşantısını, içsel psikolojik çözümlemelerle değil, onların yanına yerleştirilen ve yaşantılarını paylaşan bir köylü kızın gözlemlerine dayanarak irdeliyor. Bu yapıt aynı zamanda, gerçek sosyal ilişkileri maskeleyen iki yüzlü yanılsamalarla örtülmüş sömürü boyutuyla, ensesti andıran aile içi cinsel taciz boyutuyla, çağdışı bir kölelik olan evlatlık kurumunun da acımasız bir eleştirisi.
(Arka Kapak)