Bu sergiye nazar değmez
Nazar boncuğundan şifa tasına, mühürden heykele birçok sihiröli parça... Vedat Nedim Tör Müzesi´nde başlayan Anadolu´da Büyü ve İnanışlar / Elemterefiş adlı sergide Anadolu´daki bazı uygarlıkların metafizikle ilişkisi sergileniyor
Nazara inananlara, nazara gelmekten korkanlara, taşlarda şifa arayanlara, büyüyle alakadar olanlara ama en çok da tarihe meraklılara ilaç gibi gelecek bir sergi: Anadolu´da Büyü ve İnanışlar. Elemterefiş. Yapı Kredi Kültür Merkezi, Vedat Nedim Tör Müzesi´nde 13 Haziran'da başlayan sergi, Eski Mısır´dan günümüze büyü kültürünün hangi aşamalardan geçtiğini gösteriyor. Bu enteresan serginin küratörü Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi´nden Prof. Dr. Gürbüz Erginer, editörü Ekrem Işın. Serginin tasarımında ise Ersu Pekin´in imzası var. Eski Mısır ve Mezopotamya´dan başlayarak büyü ve inanışlara ışık tutan sergide sırasıyla Hititler, antik dönem Yunan ve Roma dünyası, Ortaçağ Bizans ve Selçuklu toplumları ile Osmanlı İmparatorluğu´nda ve günümüzde Anadolu´da kullanılan çeşitli büyü tabletleri, heykelleri, nesneleri ziyaretçilere sunuluyor.
Serginin editörü Ekrem Işın Amacımız tarih öncesinden günümüze kadar bu konudaki sürekliliği vurgulamak diyor: İzleyici sergide örneğin nazar boncuğunu antik çağdaki haliyle de bugün hâlâ kullanılmakta olan haliyle de görecek. İnanç sistemlerinde belli bir süreklilik var, bunu göstermek istiyoruz. Bütün bu uygarlıklar arasında büyü ve inanışlarla ilgili çok temel benzerlikler bulunuyor. Bu da insanın tabiatından kaynaklanan bir şey. Tek tanrılı dinlerden önceki dönemlerde insanoğlu, gökyüzü ile yeraltı diyebileceğimiz karanlıklar alemi arasında sıkışmış kalmış bir varlık olarak karşımıza çıkıyor. Kaderi üzerinde hakim olmak, geleceğini öğrenmek istediğinde ya da şifa amacıyla büyüsel pratiklere başvurmuş. Modern zamanlarda da insan karşılaştığı güçlükler ya da başka nedenler yüzünden bu tür yöntemlerle çare arayabiliyor. Tek tanrılı dinlerle birlikte büyü, büyücülük yasaklanmış olsa da bu inanışlar sürüyor. Bu paralelliğe dikkat çekmek başlıca amaçlarımızdan biri oldu.
Padişahların tılsımlı gömleği
Elemterefiş sergisinde görülebilecek parçalardan bazıları şöyle: Çivi heykelcikler, üzerinde büyü metinlerinin yazılı olduğu tabletler, muskalar, istihare taşları, nazara karşı kolyeler, tılsım mühürler, şifa tasları; evleri, işyerlerini ya da hayvanları kötü illetlerden korumak için kullanılan üzerlikler, maskeler... Serginin önemli parçalarından biri de Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi´nden gelen şaman modeli. Atatürk döneminde başlatılan Türk tarihi çalışmaları kapsamında Rusların hediye ettiği; normal bir insan boyutundaki, otantik giysili, davullu bu şaman izleyicilerin belli ki çok ilgisini çekecek.
Sergideki diğer objelerin bir kısmı Haluk Perk, Ferit Edgü ve Murat Morova´nın koleksiyonlarından alınmış. Topkapı Müzesi´nden gelen, padişahların giyindiği tılsımlı gömlek gibi parçalar da sergide yer alıyor.
16 Ağustos´a kadar gezilebilecek sergiyle ilgili olarak bir de katalog hazırlandı. Katalogda bilim adamlarının konuyla ilgili yazıları da bulunuyor. Prof. Dr. Metin And Büyü, Canlılık ve Sanat, dünyaca tanınmış Hititologlardan Prof. Dr. Ahmet Ünal Hititlerde ve Çağdaşı Anadolu Kavimlerinde Büyücülük, M. Muhtar Kutlu Büyücü Şaman, Prof. Dr. Gürbüz Erginer Anadolu´da Batıl İnanmalar ve Büyü başlıklı yazılarında konuyu detaylı olarak inceliyorlar.
Nilüfer Oktay