Dido Sotiriu ´´Elektra´´da, hayali bir kişiyi kurgulama gereğini duymamıştır. Kadın kahramanı gerçek biridir. Savaşımı, heyecanı ve sonu yaşanmış gerçeklerdir. Dido, kahramanın ölümsüzlüğe doğru gidişini izler. Onu hapislerde ziyaret eder, hücrede çocuğunun ilk adımlarında minik ellerinden tutar, firar ettiğim görünce şaşırır; onun yorulmak bilmez gündelik temposunda nefesi daralır ve sonunda üzgün bir halde, onun kanlar içinde, cansız, katledilmiş, yerli ve yabancı faşizmin bir kurbanı olarak yitip gittiğini görür. Sonunda Dido, oldukça yalın bir biçimde, ölümsüzlüğün, özgürlüğün ve onurun sonsuz sembolü olarak Elektra´nın dostluğunu bizlere de duyumsatır.