Eğitim, müfredat, ders kitapları gibi konular, sadece sosyolojik bir modernite projesinin parçası değildir; siyasal iktidarı ve devleti ilgilendiren sınıfsal bir boyut da söz konusudur. Eğitim ve ders kitapları, modern kapitalist devletlerin en önemli ideolojik araçlarından biridir. Siyasal iktidar ya da devlet, ´zor´un yanı sıra, bir ideoloji gibi de çalıştırılan eğitimle kendini egemen kılmaya çalışır. Türkiye´de ders kitaplarında tarih bilgisi/bilimi savaşlara endekslenir, sosyal olgular görmezden gelinir, kadın cinsi erkek karşısında ´aşağılanır´, farklılıklar dışlanıp ´benzerlik ve birlik´ler yüceltilir ve böylece eğitim sistemi tam bir ideolojik aygıta dönüşür, olağanüstü dönemlerde ise tümden siyasal iktidarların güdümüne girer.
´Türk ders kitapları, Fransız Devrimi sonrası demokratik değerleri içeren yurttaşlığa dayalı milliyetçilikle ırk, kültür ve tarihsel köklere ağırlık veren Alman Romantik geleneğini ifade eden etnik milliyetçilik arasında yer alan milliyetçi bir anlayışın gerilimlerini taşımıştır.´ Siyasal yapı ve devlet örgütlenmesi gibi eğitim alanında da biçimsel bir demokrasi ile ´Türkçü milliyetçilik´ iç içe geçirilmeye çalışılmış; Aydınlanma ve moderniteye dayalı bir yurttaşlık çerçevesinde anlamlandırılan jakoben/otoriter bir siyasal yapı çoğu zaman tek kimlikçi etnik bir milliyetçilikle desteklenmiştir.
Kitap, 27 Mayıs ve 12 Eylül´ün politika ve eğitsel uygulamalarının son derece otoriter, yer yer totaliter kristalleşmesinin eğitim ve ders kitapları üzerindeki yansımasını demokratik ve milliyetçi değerler açısından sorgularken, eğitimin içerik ve tanımına da eleştirel bir yaklaşım getirmektedir.
(Arka Kapak)