Genel edebiyat biliminin son zamanlarda bir dönüm yaşadığını biliyoruz. Bu, salt biçim üzerine durmaktan bıkıp ağırlığı, eserin içerdiği konuları sorgulamaya vermektir. Ama üzerinde önemle durmak istediğim şey, bunun asla konu özetleme demek olmadığıdır. İçeriğe, alanlar arası bilgi birikimiyle yaklaşmaktır yeni eğilimin aslı. Edebiyatla toplum arasındaki bağı fark edip edebiyat biliminin sosyolojiyle birlikte çalışması oldukça eskilere ait bir ortaklıktır. Yeni olan, şimdilerde kültürbilim şemsiyesi altında toplanan alanları edebiyat araştırmalarında yardıma çağırmaktır. Gün geçtikçe değişen hayat şartları, teknik imkânlar, televizyon gibi yeni bir medyanın sağladığı yeni algılama biçimleri, göçler, sığınmalarla ulus toplumunun yabancıyla burun buruna gelmesi, kadının toplum içinde yerinin değişmesi... gibi birçok yenilik tabiî ki edebiyata yansıyacak, edebiyatta tartışma alanı bulacaktı. Edebiyat kavramının yaşadığı sınır genişlemesi, yayılma ve yazılı olan herşeyi içine alması karşısında edebiyat biliminin eski ölçütlerde ısrar etmesi düşünülemez. Edebiyat bilimci için bu sınır genişletme olgusu, yeni araştırma alanları açmaktadır. Reklamın, bestseller listelerinin öne çıkardığı kitapları da inceleme alanına dahil etmek gerekir. Çok satar olmaları onları araştırıcı için bir kalemde yok saymak için neden değildir; tam tersine gün ışığına çıkarılmayı bekleyen özellikleri vardır.
Bu kitapta tanıtmayı amaçladığım edebiyat bilimindeki yeni açılımlar, umarım bu dalda da normatif, statik modellerin söz konusu olmadığı gerçeğini sezdirecek, Avrupa ve Amerikadaki akademik araştırmaların nasıl genişlediği hakkında fikir verecektir. Sözünü ettiğim yenilikler, araştırmada, kitabın ele alınan içeriği, yani konusu bağlamındadır. Öte yandan biçim incelemelerini edebiyat araştırmalarında olmazsa olmaz sayıyorum. İçerik çözümlemeleri ne kadar çeşitli olursa olsun, biçim ve anlatım teknikleri bence de edebiyat biliminin temelidir.