Toplumların yapıtaşlarını oluşturan sanat, töre, hukuk, teknik gibi toplumsal kurumlar arasında en yenisi olan doğa bilimleri, son üç yüzyıl içinde yaptığı atakla diğer bütün kurumların etkinliklerini gölgede bırakmıştır.
Doğa araştırmaları, teknik kolaylıklar üretmeye ya da dinsel / felsefe dünya görüşlerine doğa olaylarından destek sağlamaya yönelik olan sistemsiz uğraşılar aşamalarından geçerek bilim aşamasına varmıştır. Tarih boyunca bilim ağacı çeşitli dallanmalar göstermiştir. Bunun sonucunda, son yarım yüzyıl içindeki bilimsel araştırmalara yapılan en önemli katkılar, birden fazla bilim dalının eşgüdümlü ortak çalışmalarının ürünleri olmuştur.
Doğa bilimleri bu özgül gelişim ve değişimler yanında; bir toplumsal kurum, bir teknikler ve üretim araçları gelişimi, uslamlama ve yargılamalarımızla bir yöntem, biriken bilgi, bir düşünce kaynağı olarak çeşitli görünümler ve zenginlikler de ortaya koyar.
Tüm insanlık macerası içinde doğa bilimlerinin kendine özgü hem kuralcı hem de maceracı dokusunu, sanatsal ve felsefel uğraşlarla iç içeliklerini, dinlerle ilişkilerini, yüce insanlık değerlerinin oluşturulmasına katkılarını, bilim dallarının birbirleriyle etkileşimleri yanında dönüşümlerini, geleceği ve bilinmeyeni anlama, kestirme ve çözme çabalarını, XIX. yüzyıla kadar tarihsel akış içinde sunma amacı, bu kitabın temasını oluşturmaktadır.