Sıra arkadaşı insanın önünde durmaz, arkasında da. Yanında durur. Böyle, yan yana durur işte. Siz yan yana dururken başınızdan olaylar geçer. Hayat denen sıkıcı derste bir aralık kollarsın hep gördün mü? demek için...
...
Yokluklarda, yoksunluklarda yoklama yapacağı tutar hayatın. Eksik yazılmasın diye o, atarsın kendini ortaya. Yalanlar, masallar, hikâyeler; oyalarsın zamanı. Ne yapar yapar eksik dedirtmezsin sıra arkadaşın için. Sonra bir aralık bulup yine, Gördün mü? dersin, iki kişi olunca nasıl idare ediyoruz birbirimizi.
Kendi öykülerimizi nerelerden devşirirsek devşirelim, bir başka büyük öykünün parçasıyız aynı zamanda. Gözümüzü çevirip ?dışarıya baktığımızda, öykümüzü birlikte sürdürecek başkaları var. Ya da öykümüzü onlara karşın sürdüreceğimiz diğerleri. Yaşam bazen uzlaşmaların, çoğunlukla çatışmaların alanı. Ece Temelkuran, Dışarıdan - Kıyıdan Konuşmalar'da bize yıllar önce yazdığı yazılarında bugüne ilişkin kaygılarını anlatıyor. Yaşamın bu kaygıları haklı çıkardığını düşünenler ya da o zamanlar bu kaygıları zaten paylaşmış olanlar, gördün mü? diyeceklerdir yanlarında duran sıra arkadaşlarına.