AÇLIKTAN KARNI SIRTINA YAPIŞMIŞ, kaburgaları teker teker sayılmaya başlamış bir tilki;
Böyle oturup kaşınmakla olmayacak, çıkıp yiyecek birşeyler bulayım bari demiş.
Çok gitmemiş ki, bakmış bir ölü horoz; uzanmış yatıyor. Hafifçe de kokarcaymış.
Aman benim gibi asaletli bir hayvan, bu kokulu leşe mi kaldı deyip burun yapmış. Tam dönmüş giderken; gökten bir kartal inip, iki pençe horozu kapmış. Tilki kartalın pençesine takılıp salın salın, giden horoz ölüsüne bakarken:
Ah ne temizdi, ne semizdi; kıymetini bilemedim demiş.
Türkçe´nin, deyimler yönüyle zengin bir hazineye sahip olduğu şüphesizdir. Hepimiz konuşmalarımızda ve yazılarımızda bu hazineden faydalanırız, ama çoğumuzun, kullandığımız deyimlerin kaynağından habersiz olduğu da bir gerçek. Bunun en önde gelen sebeplerinden biri, bu deyimlerin ilk kullanıldığı durum ve olayların öykülerine ulaşabileceğimiz derli toplu bir çalışmanın hâli hazırda bulunmayışıdır. İşte Deyimler ve Öyküleri dizisi bu sahadaki eksikliği gidermek amacıyla hazırlandı.