Devrim, siyasi iktidar değişene kadar süren geçici bir kanunsuzluk dönemi miydi, yoksa bu dönem toplumsal dönüşüm tamamlanana dek sürmeli miydi? Devrimle suç arasında nasıl bir ilişki vardı? İsyan, eşkıyalık, zengin mallarını yağmalama her zaman suç eylemleri miydi? Devrimciler ne zaman özgürlük savaşçısı, ne zaman suçlu kabul ediliyorlardı? James Fentressın 19. yüzyıl Sicilya tarihine bakışı, bu tür sorulara yanıtlar bulma çabasıyla şekilleniyor. Yazarın gözlemine göre, Sicilyalılar özgürlükleri için mücadele ettikleri sürece devrimciydiler ve bundan dolayı iyiydiler; devrim sona erdikten sonra mücadeleye devam ettiklerinde ise suçluya dönüştüler ve bundan dolayı da kötü oldular. Peki devrimin sona erdiğini bildiren düdüğü kim çalmıştı ve o kişiye düdüğü çalma yetkisini kim vermişti?
Elinizdeki kitap, özgürlük mücadelesiyle Mafya üyeliği, istibdada başkaldırmayla meşru düzen yıkıcılığı, komploculukla reformculuk arasındaki çizgilerin ne zaman ve neye göre belirsizleştiğini ya da kalınlaştığını Sicilya tarihi bağlamında ele alıyor. İtalyan birliği ve sonrasına uzanan süreçte, 1820, 1848 ve 1860 devrimlerinin yol açtığı siyasal-toplumsal dönüşümlerle ve Mafyanın ortaya çıkışı arasındaki çetrefil ilişkileri değerlendiriyor. Garibaldi, Mazzini, Cavour, Pilo gibi figürlerin düşünceleri ve eylemlerine yakından bakmaya çalışıyor.
Tarih Vakfı Yurt Yayınları daha önce Eşkıyalar ve Devlet, Egede Eşkıyalar, Bize Derler Çakırca gibi kitaplarla, kanundışı öğelerle meşru otorite arasındaki ilişkilerin Osmanlı-Türk tarihyazımı bağlamında sorunsallaştırılmasına katkıda bulunmuştu; bu kez okurun meseleye Akdenizin başka bir durağından bakmasına yardımcı oluyor.