Uzmanlar bilirler ki bu incelemenin konusuna ilişkin olarak ortada, en ufak ölçüde bile işe yarayabilecek ön araştırma yoktur. Günümüze değin, bu konuda hep Cicero ile Plutarkhos'un geveledikleri gevelenip durmuştur. Epikuros'u, Kilise Babalarının ve bütün Ortaçağın bu gerçekleşmiş akıldışılık döneminin üzerine koyduğu yasaktan kurtaran Gassendi, açıklamalarında yalnız bir tek ilginç öğe ortaya koyar. Kendi Katolik vicdanını pagan [putatapar] bilgisine, Epikuros'u da Kiliseye uydurmaya çalışır ki bu, boşuna harcanmış çabadır. Böylesi, tıpkı Yunan yosmalarının [Lais] parlak ve serpilmiş vücudu üzerine bir hıristiyan rahibesinin giysisini giydirmeye kalkışmak olur. Gassendi, bize Epikuros'un felsefesini öğretebilmekten çok kendisi Epikuros'tan felsefe öğrenmektedir.
Bu inceleme epikurosçu, stoacı ve kuşkucu felsefe çevrimini tüm Yunan kurgusal düşüncesi ile ilişkileri içinde ayrıntılı olarak ortaya koyacağım daha geniş bir yapıta yalnızca bir hazırlık niteliğinde görülmelidir. Bu incelemenin biçim vb. yönünden taşıdığı eksiklikler, sözkonusu ikinci yapıtta giderilmiş olacaktır.
Gerçi Hegel, yukarıda anılan sistemlerin genel görünümlerini bütünü bakımından doğru olarak tanımlamıştır. Ama onun felsefe tarihinin ki felsefe tarihi genel olarak ancak bu yapıtla başlamış sayılabilir o hayranlık uyandırıcı büyük ve cesur planı içinde, hem ayrıntılara girme olanağı yoktu, hem de, dev düşünürün en üstün biçimde kurgusal düşünce adını verdiği şeyle ilgili görüşü, bu sistemlerin Yunan felsefe tarihi için ve genellikle Yunan düşünüşü için taşıdığı büyük önemi görüp kabul etmesine engel olmuştu. Bu sistemler, Yunan felsefesinin doğru tarihi için birer anahtardır. Bunların Yunan yaşamı ile bağlantısını gösteren daha derin bir açıklama, dostum Köppen'in Friedrich der Grosse und seine Widersacher adlı denemesinde bulunabilir.
İncelemeye, Epikuros'un tanrıbilimine karşı Plutarkhos'un yönelttiği polemiğin bir eleştirisini eklememin nedeni, bu polemiğin hiç de tek kalmış.