Yazar, kitabının ithaf bölümünde şöyle yazıyor: Doksanlarda Olağanüstü Hal bölgesinde yaşatılan zulüm ve baskılardan dolayı vatanını terk etmek zorunda kalarak, yangın yeri gibi sıcak, kuru ve ağaçsız bir çölü andıran Mahmur mülteci kampı'nda onuru için direnen aileme, yürekleri acıyla bilenmiş Mahmur Kampı'nın gözlü yaşlı annelerine...
Havanın Cudi üstündeki hakimiyeti, yağmura hazırlıklı olunmasını fısıldıyordu. Dik yamaçları, heybetli duruşu, kendine ve direnişçi ruhuna olan güveniyle, gökleri yırtarcasına meydan okuyordu. Böylesi belalı bir havada, zulasında eksik etmediği burukluğun işgalindeki benliğinin yorgunluğuyla Cudi'nin eteklerindeki bir kayaya dayamıştı sırtını. Gözlerini alamadığı Cudi'nin ihtişamı karşısında, düşüncelere dalıp gitmişti.