İçim kan ağlayarak yazdığım bu romanı okurken bilmem siz ne düşüneceksiniz? Ben hep o günü hatırlayacağım. Çevik kuvvetin okulumun önüne yığıldığı o talihsiz günü. Başörtülü kızlarımı okula almamak için, Eyüp İmam-Hatip Lisesi önüne yığıldığı o talihsiz günü. Başörtülü kızlarımı okula almamak için, Eüp İmam-Hatip Lisesi önüne polis ordusu getirilmişti. Bir tarafta okumak isteyen 15-16 yaşlarında gencecik kızlar... Öbür tarafta onları okula sokmama emri almış silahlı, joplu, çelik yelekli polisler... Rabbim, kimseyi zalimler karşısında çaresiz bırakmasın. Kimseyi zalimlere boyun eğmeye mecbur etmesin. Yalnız ona güvenelim ve yalnız ona dayanalım. Boyun eğmeyelim, direnelim. Güçlü olmak için bir ve beraber olalım. Sivil toplum örgütlerine üye olalım., onları güçlendirelim, haksızlıklara karşı çıkalım. Ne zulüm yapalım, ne de zulme uğrayalım. Bu onurlu direnişin hikayesini okurken mendilinizle gözyaşlarınızı silecek, bu kadar zulme, dayatmaya, baskıya bu zavallı çocuklar nasıl dayanmış diya hayret edeceksiniz.