Öyle biliyordu, öyle inanıyordu, içine öyle doğuyordu ki; Allah´ın inayetiyle, başlangıcı belli olmayan bir zamanda yüreğiyle perçinlendiği büyüklerinin himmetiyle, inançlı gayretiyle mutlaka iyi musikinin yanında olacak ve başkalarına da öğretecekti.
Bu ´iyi musiki´ de, san´at ürünü olma özelliğini taşıyan, insan gönlünü yücelten, yeryüzünün çok geniş bir alanında yüzyıllardan beri çalınıp söylenen, aslı özelliklerini kaybetmemiş, milli benliğimizi kavrayan bir musikiydi, yani, Türk musikisiydi.