EsHi Yunanlıların doulos Romalıların ise servus dine adiandırdılılan Köleler tüm antih devir boyunca özgür insan gücünün yanında vazgeçilmez bir unsur olarak ger almışlardır. Kölelerin antik uygarlığa yaptıkları karıtılan günümüzdeki makinalarm yaşamımıza yaptıkları katkılarla kıyaslamak mümkündür çünkü antik devirde köle demek istenildiğinde alınıp satılabilen. ömrünü tüketinceye kadar hizmet eden ve işlevini tamamlayınca bir kenara atılabilen bir mal demekti. İnsanın mal olarak alınıp satılması bir başka deyişle başkasına ait olması bugün için bize ters gelebilir ama özellikle Romalılar diğer kavimlerin köle olarak yaratıldıklarına kolayca inanmışlar ve bunu savunmuşlardı. Habaca insanın yalnızca başkasının çıkarı için çalışması diye tanımlayabileceğimiz köleliğin tarik öncesi devirlere kadar gerilere giden bir geçmişi olmalıdır. Herhalde başlangıçta toprak ve hayvanların büyük kısmını ellerinde tutan kimi birey kabile ya da tapınaklar kendi olanaklarını aşan işleri gördürmek üzere ek bir işgücüne ihtiyaç duymuşlar ve bu uğurda silah. yasa. din ve gelenekleri birer baskı unsuru olarak kullanmışlardı.
Antik devir düşünürlerinin köleliğin ne olduğu sorusuna akademik düzeyde yanıt aradıklarını ama kölelerin içinde bulundukları güç koşulları hiç tartışmadıklarını görmek şaşırtıcıdır. Üstelik birçok düşünür köleliği meşru bir zemine oturtmak için bazı zorlamalara bile başvurmuştu. Örneğin. Politika adlı eserinde köle efendi ilişkilerini ele alan Aristoteles 384 322 köleliği zorunlu bir kurum olarak gördüğü gibi kölelerin yalnızca birer alet olduklarını ileri sürmekteydi