Edebiyatimiza bir Türkolog gözüyle degil, uzmanlik alani yeni Alman edebiyati olan bir edebiyatçi gözüyle bakmak düsüncesi bende 1980 yilinda dogdu. Ludwigsburg'da Humboldt burslulari için düzenlenen bir sempozyumda, konusmacilar arasinda bir romanist, özellikle dikkatimi çekti. Fransiz edebiyatindan geldigini sik sik vurgulayan bu mestektasim bence Alman edebiyati konulu o sempozyumda en güzel bildiriyi sunmustu. Ufkunun daha genis, ölçütlerinin ilginç ve daha güvenilir oldugunu fark ettikçe bir edebiyata filolog gözüyle, ama yabanci bir edebiyatin uzmanligindan gelerek yaklasmanin nasil yararli olabilecegini düsündüm.
Esim hakliydi, benden Türk edebiyatiyla ilgilenmemi, arastirmalarimi bu alana yönlendirmemi hep istemistir. Inceleme, kitap tanitma, elestiri gibi yazilarim çesitli edebiyat dergileri ve gazetelerde yayinlanmaya basladi. Kürsümde lisans, yüksek lisans ve doktora çalismalarimda ögrencilelerime çagdas Türk edebiyatiyla baginti kurabilecekleri arastirma konularini veriyorum. Ve bu çalismalarin degdigine gün geçtikçe daha çok inaniyorum. Çagdas romanlarimiz üzerine yazilarimi, bütün olusturacagini düsündügüm bir siralamayla kitap halinde yayinlamak istedim. Yazilarimin uzunlugu, ilk yayinlandigi dergi ya da gazetenin elverdigi ölçüye baglidir. Gerekli buldugum edebiyat terimleri açiklamasi ileride genisletilecek bir baska alandir. Edebiyat meraklilarina, edebiyat bilimi ögrencilerine yararli olmasi dilegiyle.
Gürsel Aytaç