Söylemek bile fazla, bir yazının değeri konusundan gelmez. Önemli olan o yazarın o konuya bakış açısı , onu işleyiş biçimidir. Işık Kansu'nun yazılarındaki büyük incelikler, ustalıklar da buradan çıkıyor ortaya. Hangi konuyu işlerse işlesin ister koparılmasın diye parmaklıklar arasına alınmış bir gülü, ister toplumsal belleğin zayıflığını, ister medyadaki yozlaşımı, insancıl bir öze oturtuyor onları. Bunu yaparken de eleştirel yaklaşımın yanısıra sevgiyi, sevecenliği elden bırakmıyor. Gazete yazıları buz üzerine yazılan bir serüven midir? Etkisi sınırlı, gelip geçici, günübirlik ürünler midir bunlar? Kimi yazılar açısından doğru olabilir. Yazılışının üzerinden 24 saat geçmeden eskiyen, yaşarlığını yitiren yazılar vardır. Buz üzerine yazı yazma deyimi içinde düşünebiliriz o yazıları o yazıları. Birde tazeliğini, yaşarlığını koruyan, her okunuşunda insanın yüreğinde ve beyninde titreşimler yaratan yazılar yazılar vardır. Işık Kansu'nun yazıları daha çok bu ikinci türdendir. Okuyun bu kitaptaki yazıları, sizde bunun böyle olduğunu görecek ve bana hak vereceksiniz.