´Tavuğum´ diyebilmeyi öyle kolay bir şey mi sanıyorsun sen?´ dedi. ´Ne yaptı senin için? İşte kaçmış. Kaçması için de kolunu şöyle azıcık gevşetmen yetmiş. Ondan sonra da hala ´tavuğum´... Sen kendini aldatıyorsun oğlum. İnsanın insana bile ´benim insanım´ diyebilmesi ne denli güçtür, biliyor musun? Yeryüzünde kaç kişi bunu söyleyebilir? Bir gün senin için uykusu kaçtı da, ´arkadaş bu gece senin işi düşündüm, uyuyamadım´ mı dedi?... Bir gün elini omuzuna dayayıp, ´sen yoksan bu işte, ben de yokum´ diyerek, senin uğruna ayağına gelmiş bir nimeti tepmeyi mi göze aldı?... Bir gün iştahla yemeğini yerken, ´benim arkadaşın başı dertte´ deyip de, o canım sofrayı elinin tersiyle şöyle bir itti mi?... Kısacası senin için ağladı, üzüldü, uykusuz mu kaldı? Kavgayı, açlığı mı göze aldı senin için?...´